Haberphp

Exorcism Öldürdü ,Bilim Suçlu Buldu

Margeret White (Piper Laurie), Carrie’nin (Sissy Spacek), (Brian De Palma, 1976) annesiydi ve koyu bir dindardı. “Herkes sana gülecek” diye kızını uyarırken liseli gençlerin özgür aşk ve seks deneyimlerine oldukça karşıydı. Amacı sadece kızını kendi dinsel döngüsünde güvenli tutmak değil, bu halkanın dışında var olan dünyaya karşı da düpedüz savaş halinde olmaktı. Her daim kiliseyi güçlendirmek için çalışıyor ancak etrafı tarafından gerici birisi olarak nitelendiriliyordu.

 Gotik bir film olan Edward Scissorhands’te (Tim Burton, 1990) Esmeralda, (O-Lan Jones)  Edward’a karşı dini savunma olarak kullanan, ne idüğü belirsiz bir kimseyle yüz yüze gelmeyi yoldan çıkmış bir tehdit olarak gören birisiydi. Esmeralda, Edward gibi birisinin dini metanın dışında olduğunu ve düpedüz günahkar olduğunu savunuyordu. Etrafı tarafından gerici birisi olarak nitelendiriliyordu.

 Din metasının gericilik olarak benimsendiği bu iki filmde Carrie annesinin sözünü dinlemediği için okul balosunda kafasına dökülen bir kova domuz kanı ile yıkanıyor, eve gidiyor, hem kendini hem de dindar annesini öldürüyor, Esmeralda ise Edward’ın iyimser ve yapıcı karakterinden ve bu karakteri günahkar ve din dışı olarak algılamasından ötürü “fazla önyargıcı” konumuna düşüyordu.

 Bu örnekler din metasını tez/anti-tez/sentez olarak üç parçaya böler. Tanrı’nın ve İsa’nın yolunda güvende olduğunu kabul eden dindar ve tutucu karakter, dışarıdan gelen din dışı tehdit (bu demonik bir figür ya da sosyal olarak muhafazakar olmayan biri olabilir) sayesinde bir senteze varır: Ya Tanrı’nın ve İsa’nın yolundan gerçekten sapılmıştır ya da kendisi fazla tutucu olup, gerçek yapıcı değerleri göz ardı etmiştir.

Yukarıdaki örneklerdeki gibi aşırı dindar karakterler, modern ve agnostik yapıdaki sisteme dayatılan bir tehdit olarak görülürler. Pozitivist ve modern bir toplumda din ile çözüm arama yolu küçümsenerek bilimin ışığı daha da aydınlatılır. Okültist ilimler pozitif bilimlere sadık kalırken, pozitif bilim okültizme aynı temada bakmamaktadır. 

Margeret White ile Esmeralda’nın din ve dini kurallarla şekillendirdiği yaşamları rasyonel bilimlere karşı gerici bir tutum sergilerken, The Exorcist (William Friedkin, 1973) ve Omen (Richard Donner, 1976) örneklerinde dine ve din adamlarına çözüm olarak başvurmak gerekliliği oluşturulmuştur. Yine de dini ve okültik çözüm yolu, ancak pozitif bilimlerin tamamen tükenmesi durumunda başvurulan bir çözüm yoludur. Pozitif bilimlerle okültist çatışma ise The Exorcism of Emily Rose’da (Scott Derrickson, 2005) çok daha nettir.
Devamı..

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol